Yağmur suyu içtiler ama terk etmediler

Cizre’nin Cudi Mahallesi’nde 4 gün boyunca kendilerinden haber alınamayan ve önceki gün komşuları tarafından evde infaz edilmiş halde bulunan Mahmut (78) ve Emame Şahin (70) çifti, Şırnak kent merkezinde toprağa verildi.

 

HDP milletvekili Tuğba Hezer, Leyla Birlik’in de bulunduğu binlerce kişi Şahin çiftinin cenazesini hastaneden alarak Bahçelievler Mahallesi’ne getirdi. Burada sarı, kırmızı ve yeşil flamalara sarılan tabutları omuzlayan binler, “Şehîd namirin” ve “Katil devlet hesap verecek” sloganları eşliğinde Nala Ru Mezarlığı’na doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş ardından yaşlı çift, mezarlıkta düzenlenen törenle toprağa verildi.

Mahmut ve Emame Şahin’in DİHA’ya konuşan kızı Hedice Acar ise anne babasının saldırılara rağmen evlerini terk etmediklerini anlattı.

Evlerini bırakmadılar

“Küçük kardeşimin yanında kalıyorlardı. Saldırılar başlayınca onlar Adana’ya göç etti. Annem ile babam ise ‘Evimizi bırakmayız’ deyip çıkmadılar” diyen Acar, onlarla ancak telefonla konuşabildiklerini, ancak bir süre önce bu irtibatın da kesildiğini belirterek, şöyle konuştu: “Bizler telefonla konuşuyorduk. Ama onların telefonu yoktu. Yanlarında Osman Telkin diye biri vardı. Onun çocuklarının telefonuyla ulaşıyorduk. Ama onu da katlettiler. Ondan sonra haber alamaz olduk. Annem ‘Yağmur suyu içiyoruz’ diyordu. Yanımıza gelin dedim. ‘Gelmeyiz’ dediler.

90’larda evleri yakılmış

Daha önce de bizim evimizi yıktılar. Bu kaç defadır babamın evini yakıp yıkıyorlar. 90’da da şimdi de yaktılar. Evin bir sokak yukarısındaki evimizi yaktılar. Şimdi kaldıkları ev küçük kardeşimindi. O zaman da damadımız Abdullah Polçe’yi öldürdüler. Bir sürü çocuğu vardı. Ablam o çocukları ne dertle büyüttü. Şimdi de annemiz ile babamızı öldürdüler.”

Gözlerini kaybetti



1938 doğumlu annesi ile babasının infaz edildiğini söyleyen Acar, “Bu saldırılarla birlikte babam ilaç alamadığı için gözlerini kaybetti. Allah bunu Erdoğan’ın yanına bırakmasın” dedi. Acar, “Bu yaşlı, ihtiyar insanlar Erdoğan’a ne yaptılar. Yağmur suyu içiyorlardı ama evlerindeydi. Ey Erdoğan sen Müslüman mısın? Değilsin. Eğer olsaydın bu yaşlı insanları öldürmezdin. Senin de cenazen onların cenazesi gibi yerlerde kalsın. Senin ocağına da ateş düşsün” diyerek isyan etti.


İki kuşağı katlettiler

11 Ocak’ta Cudi Mahallesi’nde katledilen Galip Mübaris’in babası Kemal Mübaris’in de 90’lı yıllarda kaybedildiği ortaya çıktı.

Mübaris’in dayısı Hızır Öktem, baba Kemal Mübaris’in de 90’lı yıllarda devlet tarafından katledildiğini ve yeğeninin büyükbabası ile büyükannesi tarafından büyütüldüğünü söyledi. Öktem, “Bizler Şırnak’ta yaşıyoruz. Aldığımız bilgilere göre Galip kapısının önüne çıkınca vuruyor. Babası Kemal Mübaris de 90’lı yıllarda faili meçhule gitmişti. Onu da Cizre’de katlettiler. Şimdi de oğlunu katlettiler” dedi.

Kamyonculuk yapıyordu

12 Ocak’ta aynı mahallede katledilen Veysi Elçi’nin kuzeni  Selman Elçi de devletin tüm dünyanın gözü önünde kadın çocuk demeden sivilleri katlederek ‘terörist’ yaftasını yapıştırmasına tepki göstererek, “Veysi’nin iki çocuğu vardı. Eşi hamile. Kendisi de kamyonculuk yaparak ailesini geçindirmeye çalışıyordu. Bütün dünyanın gözü önünde insanlarımız katlediliyor. Bütün dünya bunu biliyor. Bu kadar ölüm ve infaz yeter artık. Yazıktır, günahtır. Bu zulüm son bulmalı” dedi.

2 korsan defin daha

Şırnak’ın Silopi ilçesinde evinde namaz kıldığı esnada katledilen 70 yaşındaki Ömer Maslum ile 3 Kürt kadın siyasetçiyle birlikte infaz edilen 20 yaşındaki İslam Atak’ın cenazelerini kaçıran polisler, korsan şekilde cenazeleri defnetti. Dün sabah saatlerinde Maslum ile Atak’ın ailelerinden birer kişiyi çağıran Türk devlet güçleri, cenazeleri Yenişehir Mahallesi’ndeki Şehitlik Mezarlığı’nda toprağa verdi. 
Cizre’de 13 Ocak’ta katledilen ve saldırılar nedeniyle 1 gün boyunca vurulduğu yerde kalan Abdulmenaf Yılmaz’ın cenazesi ise ilçedeki abluka nedeniyle Tepeönü (Batilê) köyünde defnedildi.

Yorum bırakın