Bijî berxwedana Nisêbînê – MANŞET HABER

pdf_big-1.gif

Nisêbîn’de halkın direnişi sonucu sokağa çıkma yasağı 14’üncü gününde kaldırıldı. Nisêbînliler “Bijî berxwedana Nisêbîn” sloganlarıyla yürüdü. Yasağın sona erdiği ilçede, katledilen sivillerden 5’i onbinlerin katılımıyla toprağa verildi.

 

Temmuz ayında ilan edilen savaş konseptinin bir parçası olarak Kuzey Kürdistan’da hayata geçirilen ve sivil katliamlara kılıf yapılan sokağa çıkma yasaklarının en uzunu Nusaybin’de yaşandı. Günlerce ağır silah ve tanklarla ateş altında tutulan ilçede halkın direnişi sonucu sokağa çıkma yasağını dün saat 08.00’den itibaren kaldırmak zorunda kaldı. Abluka sona ermeseydi ilçede önceki gün olduğu gibi dün de binler sokaklara dökülecekti.

Ablukanın dün sabah sona ermesi ardından içerisinde HDP’li vekillerin de bulunduğu çok sayıda kişi kente girdi. Devlet terörüne karşı büyük direnişin sahibi olan Nusaybinliler de sokaklara dökülerek “Bijî berxwedana Nisêbîn” diye slogan attı.

Sivil katliam 

Çekilen Türk işgal güçleri, Silvan, Sur ve Cizre’de olduğu gibi arkalarında savaştan çıkmış mahalleler bıraktı. Daha önce iki kez uygulanan sokağa çıkma yasağı, 13 Kasım günkü ilanla birlikte sivil katliam ve büyük bir yıkıma neden oldu.

Savaştan çıkmış gibi 

110 bini aşkın nüfusun yaşadığı ilçeye 14 gün boyunca HDP’li vekiller, seçilmiş belediye eşbaşkanlarının da bulunduğu hiç kimsenin girişine izin verilmezken, polis ve özel timlerin mahallelerden çekilmesi ile devlet terörünün yarattığı yıkım da gözler önüne serildi. Geriye kalan manzara, savaş sonrası gibi.

Aynı manzara 

Özellikle saldırıların ve direnişin merkezi Abdülkadirpaşa, Yenişehir, Dicle ve Fırat mahallelerinde tahribat büyük. Kurşun ve bombaatarla kevgire çevrilmiş, yıkılan ve yanan ev ve işyerleri, taranmış camiler, yollardaki derin çukurlar, tahrip olmuş su ve elektrik hatları, duvarlara yazılmış yazılar diğer yasaklı ilçeleri hatırlatıyor.

Bombalamakla yetinmemiş

Evleri bombalarla harabeye çevirenler bununla da yetinmeyip içeriye girip eşyaları da paramparça etmiş. Evlerin bahçe duvarları da zırhlı araçlarla yıkılmış. Sokaklarda bulunan trafolardan ağaçlara kadar her şeyin polislerce tahrip edildiği mahallelerde, ekmek yapılan tandırlar dahi yıkılmış durumda.

‘Devlet burada’

İlçeyi harabeye çevirenler duvarlara da imzalarını atmış. Birçok yerde “Devlet geldi”, “Devlet burada” ve “TC” gibi yazılamalar ile Osmanlı bayrağındaki 3 hilal çizilmiş.

Camilere bombaatar

Abdulkadirpaşa Mahallesi’nde bulunan camileri de bomba atarlarla bombalayan polis, balyozla kapısını kırarak girdikleri camilerin camlarını da kırmış.

Bombalanmamış ev kalmadı

Abluka altında tutulan mahallelerden fotoğraflar paylaşan HDP Milletvekili Mehmet Ali Aslan, Twitter hesabından şu mesajı paylaştı: “Devlet terörü Nusaybin’de bombalanmamış, yıkılmamış ev bırakmadı! Nusaybin’de 14 günlük ablukada yıkılan, harap olan evler. Allah zalimleri Kahhar ismi ile kahretsin!”

Öncelik su ve ekmek

İki haftadır süren abluka nedeniyle ciddi erzak sıkıntısının yaşandığı ilçede esnaflar 13 gün aradan sonra iş yerlerini açtı. Su ve elektrik arızaları ise belediye ve DEDAŞ ekipleri tarafından giderilmeye başlandı. Mardin Büyükşehir ve Nusaybin belediyeleri ise halka ekmek dağıttı.

Şehitler uğurlandı 

Nusaybin’de şehit düşen 9 kişiden 5’inin definleri sokağa çıkma yasağı bahane edilerek günlerdir engelleniyordu. Nurullah Kaplan, Sedat Güngör, Mansur Aslan ve Şerif Alper’in cenazeleri Mardin Devlet Hastanesi morgu, Hasan Dal ise Kızıltepe ilçesinde bulunan İpekyolu Hastanesi morgunda bekletiliyordu. Yasağın kaldırılması üzerine hastanelerden dün sabah yakınlarının cenazesini alan aileler Nusaybin’e götürdü. Cenazeler kentte on binler tarafından “Şehîd namirin” sloganıyla karşılandı. Şehitler için Newroz Alanı‘nda Devrim Mahallesi Taziye Evi’nde tören düzenlendi.

Asla unutmayacağız

MEYA-DER Mardin Şube Eşbaşkanı Latif Tabar, “Canını feda eden bu kahramanların emeği hiçbir zaman unutulmayacaktır. Nusaybin halkı 14 gün boyunca elektriksiz, susuz, ekmeksiz düşmanın tankıyla, topuyla gerçekleştirdiği saldırıya karşı direndi. Değil 14 gün, 14 ay ya da 14 yıl da saldırsalar Nusaybin halkı boyun eğmeyecek, direnecektir” dedi.

Ailelerin mesajı

Katledilen Nurullah Kaplan’ın babası Abdulcelil Kaplan, “Bizim hakkımızı ve hukukumuzu Türk devletine karşı savunanlardan Allah razı olsun. Allah onlara güç kuvvet versin. Şehitlere rahmet diliyorum. Hepimizin başı sağolsun” diye konuştu. 
Şerif Alpar’ın ağabeyi Hüseyin Alpar ise “Kürtlerin bir an önce birlik olması gerekiyor. Birliğe gelmeyen, Erdoğan’ın önünde boyun eğen, yardım eden Kürt’ü lanetliyorum. Kürdistan’ın dört parçasında, dağda, zindanda direnen tüm namuslu ve şerefli Kürtleri de selamlıyorum” dedi. Konuşmasını “Bijî Serok Apo” sloganıyla bitirdi.

On binler yürüdü 

Tören ardından sarı kırmızı ve yeşil flamalara sarılı tabutlar omuzlara alınarak defnedilecekleri mezarlıklara doğru yürüyüşe geçildi. Aslan, Alpar ve Kaplan’ın cenazesi İlçe Şehitliği’ne, Dal ve Güngör’ün cenazesi ise Mohriz Mezarlığı‘na defnedildi. Törenlere, HDP milletvekilleri Ali Atalan, Gülser Yıldırım, Mehmet Ali Aslan, Faysal Sarıyıldız, Feleknas Uca, Erol Dora ve Sibel Yiğitalp, sivil toplum örgütü ve DTK temsilcileri, Mardin ve bölge belediye eşbaşkanlarının yanı sıra on binlerce kişi katıldı. Defin töreninden sonra ise halk direnişin merkezi olan Abdülkadirpaşa ve Fırat mahallesine yürüdü.

 HABER MERKEZİ


Direnerek kazandık

Direnerek devlet güçlerini mahallelerine sokmayan Nusaybinliler ise “Direndik ve kazandık” diyor.

Günlerce süren saldırılara karşı gürültü eylemi ve zılgıtlarla direndiklerini belirten Veciha Elçi (38), “Sokaklarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Biz teneke sesleriyle, annelerin zılgıt sesleriyle ve halkın direnişiyle kazandık” dedi.

Saldırıların sonuçsuz kaldığını belirten Emine Kulak, “Biz yaklaşık 50 kişi aynı yerde kalıyorduk. Saldırılarıyla üstümüze ne kadar gelseler de toprağımızı bırakmayacağız. Bu saldırılarla canlarımızı alabilirler ama bizleri bitiremezler” diye konuştu. 
Camal Uçar ise, “Bu saldırılar Filistin’de bile olmadı. Tüm saldırılara karşı direndik ve direnmeye devam edeceğiz. Bu davadan asla vazgeçmeyeceğiz ve sonuna kadar direneceğiz” diye belirtti.

Devlet şiddetine karşı halkın direnişinin kazandığına ifade eden Ahmet Duygu ise kısa ama net konuştu: “Halkın direnişi karşısında, ‘Siwar hatin peya çûn’.”

Erdoğan’a isyan

İki hafta boyunca 5 çocuğuyla merdivenin altında yaşadıklarını belirten Emine Kulak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tepki gösterdi: “Bizden ne istiyor Erdoğan? Para pul, mal, mülk, saraylar yapmış, bizden ne istiyor? Biz gidip başkasının toprağında öz yönetim ilan etmedik, kendi toprağımızda ilan ettik. Kürt halkının iradesini kırabileceğini düşünüyorsa yanılıyor. Biz bu toprakları özgürleştireceğiz. Birimiz şehit düşse yerine geçecek onlarcamız var, Kürt halkını yenemezler. Özgür olana kadar direneceğiz.”

Elinden geleni ardına koyma

Saldırılara sokaklara dökülerek karşılık verdiklerini belirten Emine Akyüz, “Bundan sonra devletin sokağa çıkma yasaklarını tanımayacağız. Tanklara, toplara karşı çocuklarımızla birlikte direniyoruz. Damadını bakan yapıyor Erdoğan, çocuklarına servet yaratıyor, bize de saldırıyor. Hırsızsın Erdoğan, çalarak iktidar oldun, bu halkın oylarını da çalarak iktidar oldun, yalanla, hileyle iktidar oldun. Elinden geleni ardına koyma, ne yapıyorsan yap, biz özgürlüğümüzden vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.

Bombalarına boyun eğmedik

Ayşe Aydın ise, “Evimizi bırakmadık, gençlerimiz, yaşlılarımız katledildi ama biz direndik. Her gün eylem yaptık, gürültü eylemi yaptık. Bomba attılar, boyun eğmedik bombalarına. Şehitlerimizin, önderliğimizin, gerillamızın yolunda gitmeye yürümeye devam edeceğiz” dedi.

Katlederek korkutulamayacaklarını belirten Aydın, “Burada gerilla yok, halk var. Hepimiz bu mahallelerin halkıyız. Burada yaşıyoruz. 14 gündür bebekler, çocuklar ne yaptı, ne yaşadı, açlık, soğuk, hastalık, hepsini yaşadık. Ama biz yine de boyun eğmedik. Eğmeyeceğiz” diye konuştu.


Belediye Eşbaşkanı Kaya: Artık yasakları tanımayacağız

Nusaybin Belediye Eşbaşkanı Sara Kaya: Bundan sonra yasak dinlemeyeceğiz. Bu bizim net kararımızdır; artık yasak olursa bu kesinlikle halk tarafından sokaklara sel olup akarak karşılanacaktır.

Belediye Eşbaşkanı Kaya, devlet güçlerinin Nusaybin’de büyük bir tahribat yarattığını söyledi. Yasağın 14. gününde kaldırılması ile birlikte saldırıların yoğun olduğu mahallelere gittiklerini paylaşan Kaya, “Elektrik ve su yok, büyük bir tahribat oluşmuş, bombardıman yapılmış. Saldırıdan geriye çok derin izler kalmış, ancak halkımız da dimdik ayakta ve sonuna kadar direniyor” dedi.

90 ruhuyla ayakta

Nusaybin’in 90’ların direniş ruhuna sahip bir kent olduğunun unutulmaması gerektiğinin altını çizen Kaya, şunları ekledi:

“Nusaybin halkı hiçbir şekilde topraklarını terketmeyecektir. Sonuna kadar direnecektir. 90’lar da nasıl direndiyse, topraklarını bırakmadıysa bugünde bırakmayacaktır. Zaten tüm yasak boyunca 110 bini aşkın nüfuslu ilçemizden ayrılan kimse olmamış ve direniş içerisinde olmuştur.”

Hepsi sivildi 

Nusaybin halkının 90’larda direnişin içine doğan çocuklarını bugün devlet terörü nedeniyle kaybettiğini hatırlatan Kaya, “Hepsi sivildi, hepsi vuruldukları mahallelerin çocuklarıydı. Devlet hepsini kapılarının önünde katletti. Bilindiği gibi bunlardan biri de 5 çocuk annesi Selamet Yeşilmen’di” diye konuştu.

Yasaklarını tanımıyoruz

“Bugün yasak kalkmasaydı saat 13:00’da tüm halk sokaklarda olacaktı zaten” diyen Kaya şöyle devam etti: “Bundan sonra yasak dinlemeyeceğiz. Bu bizim net kararımızdır, artık yasak olursa bu kesinlikle halk tarafından sokaklara sel olup akarak karşılanacaktır. Tüm dünya, Türkiye ve Kürdistan halkına ilan ediyoruz, bir daha yasak olursa bunu asla dinlemeyeceğiz, gerekirse hepimiz öleceğiz ama dinlemeyeceğiz.”

Halkın iradesine saygı duyun

Devlet güçlerinin öz yönetimin olduğu hiçbir mahalleye giremediği yönünde gözlemini de paylaşan Kaya, “Tüm yasak ve saldırılar sonun da görüyoruz ki;  bu yöntem bir işe yaramıyor, bu halkın iradesine saygı göstermekten başka çareniz yoktur” diyerek sözlerini noktaladı.

SEDAT SUR/ANF/MARDİN

Yorum bırakın