Korku atmosferi…Almanya Gündemi Paris saldırılarının ardından bütün Avrupa’da oluşan korku ve panik havası devam ediyor. Almanya saldırı sonrası en kapsamlı operasyonunu geçen hafta Hannover’de Almanya-Hollanda maçı öncesi yaptı. Maç başlamadan stadyumda bulunan on binlerce insan dışarı çıkarıldı, zira istihbarata ulaşan bilgilere göre büyük bir saldırı bekleniyordu. Yapılan kapsamlı aramaların ardından herhangi bir silah ya da bomba emaresine rastlanmadı, fakat önümüzdeki süreçte saldırılar olabileceği, dolayısıyla büyük etkinliklerde bu gibi durumların yaşanabileceği sinyalleri verildi. Paris’teki doğrudan sivil halkı hedef alan saldırılar, ardından saldırıların devam edebileceği yönündeki istihbaratlar haliyle günlük yaşam ritmini de sekteye uğrattı. Her ne kadar etkilenmemiş görüntüsü verilmeye çalışılsa da, Avrupalıların ruh hali güvencin ürkekliğinde. (2015 yılı içerisinde yapılan bir istatistiğe göre soru sorulan Almanların yüzde 52’si terör saldırılarından korkuyor, mülteci akınından endişelenenlerin oranı ise yüzde 49, zira bu sonuçlar Paris saldırısından önce elde edilmiş sonuçlar.) Almanya’da yılbaşından 1 ay önce start alan en büyük etkinlik Weihnachtsmark’lar (Noel Pazarları). Yüzyıllardır özellikle Almanya’da Hıristiyan geleneğinin bir parçası olarak kurulan pazarları, bir ay boyunca milyonlarca kişi ziyaret ediyor, ki ziyaretçilerin önemli bir oranı turistler. Paris saldırılarının yarattığı korku atmosferi, Pazartesi’nden itibaren açılan Noel pazarlarını da vurdu, zira açılmadan önce en büyük soru işareti buralarda güvenliğin nasıl alınacağı yönündeydi. Bu pazarlara yönelik özel güvenliğin yanında, sivil ve resmi polis kuvvetleri de görevlendirildi. Binlerce kişi polis koruması altında, her yıl heyecanla beklenen Noel pazarlarının keyfini çıkarmaya çalışıyor. Basına bu yönde demeç veren birçok Alman, Paris saldırıları sonrası oluşan atmosferden çekindiklerini, fakat Noel Pazarlarını ziyaretlerden korkmadıklarını ifade ediyor. Aslına bakarsanız bu sadece görünen kısım, Noel Pazarlarına günlük binlerce ziyaretçi olduğu hesap edildiğinde, polisin koruması dahilinde olsa bile, ‘yüksek dikkat’ altında kaygısızca keyif almak pek te mümkün değil. Bu doğrultuda belki şöyle bir sonuç çıkartabiliriz: Günlük rutinin barbarlar tarafından korkuya evrildiği bir coğrafyada yaşamanın ruh hali ile kurulacak empati, Avrupa halklarının mültecilere bakış açısını değiştirebilir. Bildiğiniz üzere, Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren IŞİD, korku atmosferini Avrupa’ya saldıktan sonra bu durumdan en olumsuz etkilenenler mülteciler, nemalananlar ise aşırı sağcı hareketler. (Geçen haftalarda Bild gazetesinin bir araştırma şirketine yaptırdığı ankete göre Hıristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) puan kaybederken, konservatif sağ partisi AfD puanlarını arttırdı. Aşırı sağcı hareketlerin yükselmesindeki sosyal olgu mülteci akını, dolayısıyla artan yabancı düşmanlığı.) Yaratılan korku atmosferinin etkisiyle mülteciler daha fazla ‘potansiyel tehlike’ olarak görülüyor, öyle ki, Almanya’da büyük bir kesim, artık mülteci akınının durdurulması ve bir üst sınır getirilmesi taraftarı, ki bu teklif bizzat iktidar ortağı CSU tarafından getirilmişti. Geçtiğimiz günlerde Başbakanlıkta 10. Yılını dolduran Merkel ise üst sınır getirilmesi teklifine karşı çıktı, zaten kapıların mültecilere kapatılması gibi bir şanslarının olmadığı aşikar. Ortada Merkel’i de aşan bir durum söz konusu. Ortadoğu’da dengeler her geçen gün değişiyor. Dengeler savaşının kanlı döngüsü, artık Avrupa’ya bir televizyon ekranı uzaklığında değil. Devlet çıkarları, ekseninde Ortadoğu halklarının acı çekmesine göz yuman Avrupa, şimdi savaş politikalarının sonuçlarını yaşıyor. Bu yanlışlardan en büyüğü ise kurguladıkları denkleme Türkiye’yi müttefik olarak eklemek. Almanya’nın (bir bütün olarak Avrupa’nın) Türkiye’nin savaş politikalarına destek vermeye devam etmesi halinde şu an Avrupa’ya hakim olan korku atmosferi her geçen gün daha da artacak. |
yozgurpolitika.wordpress.com 