Nusaybin sokaklara döküldü

Nusaybin’de ikinci haftasına giren ablukayı protesto için ilçede binler sokaklara döküldü. Mardin’in diğer ilçelerinde de Nusaybin’le dayanışma için sokağa çıkan halk devlet terörüne isyan etti.

Mardin’in Nusaybin ilçesinde sokağa çıkma yasağı 14. gününe girdi. İlçede saldırılar sürerken, bir kişi daha katledildi. Saldırı ve ablukaya karşı sokağa dökülen Nusaybinliler, kent merkezine doğru yürüyüşe geçti. Mardin’in diğer ilçelerinde de halk Nusaybin için alanlara indi.

Son 13 gün içinde 9 kişinin katledildiği, 20’yi aşkın kişinin yaralandığı, halkın açlıkla ve saldırılarla terbiye edilmeye çalışıldığı Nusaybin devletin saldırılarına direniş geleneğiyle yanıt veriyor. İki haftadır süren devlet terörüne karşı aralıksız ve amansız bir direniş sergileyen Nusaybinliler polis ablukası ve saldırılara karşı dün ilçenin birçok mahallesinde kuşatma altındaki evlerinden çıkarak sokaklara döküldü. İlçenin abluka altında bulunan Abdulkadirpaşa, Dicle, Fırat ve Yenişehir mahallelerine destek vermek için ilçenin Zeynel Abidin, Barış ve Kışla mahalleleri başta olmak üzere birçok merkezinde binlerce kişi sokağa çıktı.

Nusaybin ablukayı kırdı

Zeynel Abidin Mahallesi Önder Caddesi ve Kışla Mahallesi Vatan Sokak üzerinde toplanan halk mahalle içlerinden gerçekleştirdikleri yürüyüşlerle bir araya geldi. Çarşı merkezine doğru beyaz tülbent taşıyarak, “Bijî berxwedana Nisêbînê” sloganıyla yürüyüşe geçen kitlenin seslerinin duyulması üzerine abluka altındaki Abdulkadirpaşa, Yenişehir, Dicle ve Fırat mahallelerinde de zılgıt sesleri yükseldi.

Yürüyüşe saldırı

Birçok mahalleden yürüyüşe geçen halk, devlet saldırısı ve ablukaya karşı isyanlarını gürültü eylemi, alkış ve zılgıtlarıyla gösteren  aralarında çocuklar ve yaşlıların da bulunduğu halkın üzerine polis gaz bombası ve tazyikli suyla saldırdı.

Esareti kabul etmiyoruz

ANF’ye konuşan Nusaybin Belediye Eşbaşkanı Cengiz Kök, yasağı devlet kaldırmıyorsa kendilerinin kaldıracağını söyledi. Sokağa çıkma yasağını tanımayacaklarını belirten Kök, “Artık yeter, bu saatten sonra, bu vahşete sessiz kalmayacağız” dedi. Nusaybin’de hiçbir hukuki, insani dayanağı olmayan bir yasağın yaşandığına dikkat çeken Kök, “110 bini aşkın nüfuslu bir kent 13 gündür esaret altında. Bunun hiçbir insani, yasal dayanağı yoktur. Bu dakikadan itibaren, bu yasağı tanımıyoruz” diye belirtti. “Artık yeter” diyen Kök, “Halk sokaklara iniyor, bizde halk ile birlikte sokaklarda olacağız ve bu yasağı tanımayacağız” dedi. Nusaybin’de dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir hukuksuzlukla yüz yüze olduklarının altını çizen Kök sözlerini şöyle tamamladı: “Artık buna son verilmeli, son verilmiyorsa biz son vereceğiz. Artık yasak bizim için bir anlam ifade etmiyor.’’

Mardin ses verdi

Mardin’in ilçeleri de Nusaybin’deki ablukayı kırmak için harekete geçti. Dargeçit’te aralarında Belediye Eşbaşkan Vekili Mahmut Kılıç’ın da olduğu çok sayıda kişi Nusaybin’e destek için araçlarla ilçeye doğru yola çıkarken, Kızıltepe’de binler Nusaybin için alanlara indi. HDP Mardin Milletvekili Erol Dora, HDP ve DBP ilçe yöneticilerinin de bulunduğu binlerce kişi Nusaybin’de süren abluka ve katliamları protesto etmek amacıyla Mezopotamya Mahallesi’nde bir araya geldi. “Bijî berxwedana Nisêbînê” sloganları eşliğinde ilçe merkezine doğru yürüyüşe geçen kitleye polis saldırdı. Polisin tazyikli su ve gaz bombalarıyla gerçekleştirdiği saldırıya kitle taşlarla karşılık verdi. Savur’da gerçekleştirilen yürüyüş ardından konuşan HDP Savur İlçe Eşbaşkanı Selahattin Önder, “Nusaybin’e ses olmak için alanlarday meydanlarda desteğimizi ve direnişimizi sürdüreceğiz” diye konuştu.

Grevler başladı

Derik’te DİSK ve KESK bileşenleri açıklama yaparken, Kızıltepe’de ise belediye binası önünde açıklama yapıldı. Açıklamalar oturma eylemiyle sona erdi. Mardin Büyükşehir ve Artuklu belediyelerinin tüm çalışanları, Nusaybin’deki sokağa çıkma yasağını bir günlük iş bırakma eylemiyle protesto etti.  Belediye binasının önünde açıklama yapan belediye işçi ve personeli sık sık “Bijî berxwedana Nisebinê” ve “Savaşa hayır barış hemen şimdi” sloganları atttı. Sokağa çıkma yasağına son verilmesi istenen açıklamada, demokratik çevrelere de duyarlılık çağrısı yapıldı.

Antep’te ise HDP ve DBP, Nusaybin’deki saldırıları protesto için süresiz-dönüşümlü açlık grevi başlattı. Eylem, “Sokağa çıkma yasaklarına karşı halkımızın direnişini destekliyoruz” pankartı ardında yapılan açıklama ardından başladı.

 HABER MERKEZİ 


Cenaze gaspı sürüyor

Nusaybin’de önceki gün devlet güçleri tarafından yaralanan 3 sivilden 22 yaşındaki Sedat Güngör hayatını kaybetti. Güngör ile birlikte 13 gün boyunca ilçede katledilen sivillerin sayısı 9’a yükselirken, abluka nedeniyle 5 kişinin cenazesi toprağa verilemiyor. Cenazeler için ailelere, “tören bizim kontrolümüzde olacak, kimse katılmayacak” şartı koşuluyor.

Ekmek almak isterken 

Güngör, Yenişehir Mahallesi Lise Sokak’ta bulunan evinin önünde zırhlı araçtan açılan ateşle ağır yaralanmıştı. Abluka ve ambargo altında olduğu için ciddi gıda sıkıntısının yaşandığı ilçede Güngör’ün muhtarlar tarafından mahalleliye ekmek dağıtıldığı sırada kurşunların hedefi olduğu bildirildi.

5 cenaze bekletiliyor

Güngör de ilçede katledilen diğer siviller gibi son yolculuğuna uğurlanamıyor. Sokağa çıkma yasağının devam ettiği ilçede Güngör’ün cenazesi toprağa verilemiyor. Nusaybin Belediye Eşbaşkanı Cengöz Kök de ilçede katledilen 4 sivilin (Musur Aslan, Hasan Dal, Şerif Alper ve Nurhan Kaplan) cenazesinin daha morgta tutulduğunu açıklamıştı.

Dünyanın en büyük vahşeti

Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yapılan otopsi ardından ailesi tarafından alınan Sedat Güngör’ün cenazesi Mardin Devlet Hastanesi Morgu’nda tutuluyor. Güngör’ün kuzeni Şeyhmus Güler, “Dünyanın en büyük vahşetiyle karşı karşıyayız” dedi. Hastanede başka cenazelerin de bekletildiği bilgisini paylaşan Güler, “Hiçbir savaşta cenazelerin defni engellenmez. Devleti yönetenlerin inancı olsaydı cenazelerimizi günlerce morglarda bekletmezdiler. Biz bunu kabul etmiyoruz. Bir an önce cenazelerimizi alıp dini vecibelerini yerine getirerek toprağa vermek istiyoruz” dedi.

Yasağı bahane ediyorlar

Nusaybin’de katledilen Nurhan Kaplan’ın ailesi ise 20 Kasım’dan bu yana cenazelerini alabilmek için Mardin Devlet Hastanesi Morgu önünde bekliyor. Oğlunun evinin bahçesinde vurulduğunu anlatan Abdulcelil Kaplan, “Benim oğlum beş çocuk babası idi ve kendi evinin bahçesinde vurularak katledildi. Bunların hiçbir şekilde Müslümanlıkla alakaları yok. Tamam öldürdünüz, neden cenazemizi vermiyorsunuz? Nusaybin’in şu an kapalı olduğunu söylüyorlar. Oysa onlar bu yasağı kaldırabilirler. Ama her nedense yasağı bahane ederek vermiyorlar” dedi.

Mücadelemiz sürecek

Oğlunun cenazesinin bulunduğu morgun önünde ağıt yakan ve kendilerine bu acıyı yaşatanlara öfkesini dile getiren anne Zekiye Kaplan ise şöyle konuştu: “Artık bu saatten sonra ne yapıyorlarsa yapsınlar. Zaten her yeri yıkıp gittiler. Tekbir getirerek kapı önünde hamile kadınları, çocukları ve gençleri öldürüyorlar. Bu nasıl bir Müslümanlıktır? Bizlere ‘Kürtçe konuşmayın’ diyorlar. Bizlere bu dili kul değil Allah vermiş. Bizler Kürt’üz ve sonuna kadar da bu şekilde olacağız. Bu gerçekliği bozamayacaklar. Sonuna kadar da mücadele edeceğiz.”

Cenazelere şart koştular

Katledilen 55 yaşındaki Şerif Alper’in oğlu İsmet Alper ise, her gün sabah gelip akşama kadar hastanenin önünde beklediklerini belirterek, tüm ısrarlarına rağmen cenazelerini alamadıkların dile getirdi. Cenazelerini alabilmeleri için  “Kontrolümüz dahilinde cenazeleri alıp bizim kontrolümüz dahilinde gömeceksiniz, kimse de cenazeye katılmayacak” şartının koşulduğunu aktaran Alper, “Oysa bu kişinin ailesi, akrabaları da var. Onlarda orada hazır olmak istiyorlar. Buna izin vermiyorlar. Bu insanlık dışı muameleye bir an önce son verilsin ve yasak kalksın. Bizler de bu azaptan kurtulalım. Artık cenazemizi alıp defnetmek istiyoruz” diye konuştu.

Su depoları kurşunlanıyor

HDP Batman Milletvekili Mehmet Ali Aslan, “Nusaybin’de yaşayan tüm Kurdistani halklara saldırılıyor. Nusaybin’de yaşayan Araplar, Mıhellemiler, Süryaniler, Kürtler devlet terörü ile karşı karşıya” dedi. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar uzun süreli sokağa çıkma yasağı uygulanmadığına dikkat çeken Aslan, ilçedeki duruma ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Güvenlik güçleri mahalleleri, sivilleri bombalamakla yetinmiyor, evlerin damlarındaki su depolarını kurşunlayıp bombalıyor. Zaten sular kesik, var olan sularını da bu şekilde ellerinden alıyor. Halkı, sivilleri açlıkla, susuzlukla kırmaya çalışıyorlar. Halkın içeride gıdası, suyu tükendi. Demokrasiden söz edenler Nusaybin’de insanlık ve ahlak dışı uygulamalarla halkı ölümle başbaşa bırakıyor.

Dünyanın ilk üniversitesi olan Mar Yakub Kilisesi’nin de bugün bombaladıkları bilgisini aldık. Bunlar sadece insanlık düşmanı değil, bilim, tarih düşmanıdırlar da. Hiçbir şeye tahammülleri yok. Dünyanın en vahşi, en barbar yaklaşımıyla şehirlerimizde saldırıyorlar.

Sadece bu değil, Bagok’ta da Süryani köylerine de operasyonlar yapıyorlar, bombalıyorlar.

Bunlar şehirleri yıkmak yakmakla kalmıyor yağmalıyor da.

Hastalar evlerinde ölümle başbaşa kalıyor. Tank ve top atışlarıyla şehri dövüyorlar.

Karşılarında düşman ülkeler varmışçasına bir yaklaşımla saldırıyorlar ama karşılarında silahsız, sivil halk var.

Tarihte ilk defa uluslararası İpek Yolu trafiğe kapatıldı. Okul yok, eğitim yok. Bunlar Moğolları da geçtiler.

Abluka kalkana kadar buradayız

Nusaybin’e girmek için 6 gündür ilçe girişinde bekleyen Şemikan Birliği Başkanı Bozo Bilal Acar, “Abluka kalkana kadar burada bekleyeceğiz” dedi.

Merkezi Midyat’ta olan ve içerisinde farklı halk ve inanç gruplarını buluşturan Şemikan Birliği Başkanı Bozo Bilal Acar, günlerdir Nusaybin’e girmek için ilçe girişinde bekliyor. Gece ve gündüz sürekli bomba ve silah sesleri duyduklarını belirten Acar, ilçede uygulanan abluka ve sokağa çıkma yasanını insanlık ve vicdandışı olduğunu belirtti. Acar, “Burada yaşayan sivil halk bir yandan tanklarla, toplarla ve ağır silahlarla katlediliyor, dğer yandan ise açlıkla, susuzlukla ve hastalıkla kırılmaya çalışılıyor. Bu artık insanlık meselesidir. İçerisinde zerre kadar vicdan besleyen insanların buradaki uygulamalara dur demesi gerekir” diye kaydetti.

Tereddütü olan ilçeye gelsin

“Burada katliam yaşanıyor” diyen Acar, Nusaybin’de yaşananlar ile ilgili tereddütü olanları ilçeye davet etti, “Gelin ve görün içerisinde sivillerin olduğu bir şehir nasıl bombalanıyor, nasıl açlıkla, susuzlukla, elektriksizlikle terbiye edilmeye çalışılıyor” dedi. Ablukanın ve sokağa çıkma yasağının derhal kaldırılmasını isteyen Acar, “Bizler bu abluka kalkana kadar burada bekleyeceğiz. Tüm sivil insiyatifi de Nusaybin’deki savaşı durdurmaya çağırıyoruz” dedi.

Yorum bırakın