Şengal’de neler oluyor? – MERAL ÇİÇEK

MERAL ÇİÇEK

Bundan iki hafta önce Federe Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani Şengal’in DAİŞ’ten kurtarıldığını açıkladı. Aynı gün HPG Şengal Komutanlığı ve YBŞ Genel Komutanlığı tarafından yapılan açıklamada ise Şengal şehir merkezinin özgürleştirildiği kaydedildi. Yani HPG ve YBŞ, Şengal’in aslında tümüyle DAİŞ’ten temizlenmediğine vurgu yapıp, hala kurtarılması gereken alanların olduğuna dikkat çektiler. Önceki gün de Êzîdî Ruhani Konseyi danışmanı Kerim Silêman, başta Başîqa olmak üzere Güney Şengal’deki köylerin ve kutsal mekanların kurtarılması için Barzani’ye mektup yazıklarını söyledi.

YBŞ, HPG ve YJA Star güçleri, DAİŞ’e karşı operasyona devam edip, en son dün stratejik Kolik tepesini özgürleştirdiler. Pêşmerge güçleri ise 2 günlük operasyonunun sonuçlandırıldığı 13 Kasım’dan sonra herhangi bir askeri eylemlilik geliştirmedi. Oysa DAİŞ tehdidi ortadan kaldırılmış değil. Êzîdî temsilcilerin de dikkat çektiği gibi birçok yer hala DAİŞ’in denetimi altında. Fakat nedense Şengal’de esas düşman DAİŞ değilmiş ve bölgenin kalanını özgürleştirme gibi bir gündem yokmuş gibi Kürt Özgürlük Hareketine karşı karalamacı iddialar ile gündem saptırılmaktadır. 

Örneğin günlerdir BasNews tarafından ‘PKK’nin Şengal’de Heşd el Şabi’ye bağlı bir askeri birlik kurmayı amaçladığı’ iddiası manşetten veriliyor. Bu iddia, Tuzhurmatu’da Heşd el Şabi ile Pêşmerge güçleri arasında çatışmaların yaşandığı bir sürece denk geliyor. Pêşmerge Komutanı Aştî Koçer ise hafta başında, CIA’nın Pêşmerge güçleriyle birlikte DAİŞ’in elindeki Êzîdî kadınların kurtarılması için operasyon planı yaptığını, ancak PKK’nin operasyonu engellediğini ve plandan bu nedenle vazgeçildiğini iddia etti. 

Diğer yandan Şengal şehir merkezinin kurtarılmasından beri hem Şengal hem de Duhok’ta, Êzîdîlerle Müslüman Kürtler arasında sorunlar giderek büyümekte. Pazar günü Duhok’ta 3 Müslüman Kürdün Êzîdîler tarafından öldürüldüğü haberinden sonra Pazartesi günü yaklaşık 100 kişi şehirdeki KDP binasının önünde toplanıp, ‘Êzîdîlerin suçsuz Kürt Müslümanlara dönük şiddeti’ni protesto etti. Êzîdî Press, Yekgirtû Îslamî yöneticilerinden Cemal Koçer’in ismini verip, bazı kişilerin halkı kışkırttığını belirtti. 

Ardından önceki akşam da Şengal’in güneyindeki Qabusiya köyünde Êzîdî Şêx Xeyri Birliği güçleri ile KDP’nin özel kuvvetleri olan Zerevani güçleri arasında çatışma çıktı. Çatışmada, Pêşmerge Bakanlığı’na bağlı Şêx Xeyri Birliği’nden 2 kişi, 1 Zerevani güçleri üyesi ile Duhoklu bir tır şoförü olduğu belirtilen 1 sivil öldü. Aralarında Şêx Xeyrî komutanı Şêx Merwan’ın da bulunduğu 5 kişi yaralanırken, 7 Êzîdî pêşmergenin Zerevanî güçleri tarafından gözaltına alındığı açıklandı.

Basında olay, koyun ticareti üzerine yaşanan bir tartışma sonucu çıkan bir tartışma olarak işlenirken, Êzîdî Press tarafından verilen bilgiler meselenin çok daha farklı olduğunu gösteriyor. Olayın yaşandığı akşam Êzîdî Press’in Twitter sayfasında bir Êzîdî Pêşmerge Komutanı’nın konuyla ilgili açıklaması şu şekilde paylaşıldı: “Êzîdî Pêşmerge Komutanı Kasım Dırbo ile yapılan bir görüşmeden sonra Mesud Barzani Êzîdîlere Qabusiya’ya müdahale yetkisini verdi. Ancak Zerevani Pêşmergelerinden bazıları bu talimata karşı durdu. Talimata rağmen Qabusiya’daki Müslüman Kürtlere DAİŞ işbirlikçilerini ve Êzîdîlerin malvarlığını gizlice Duhok’a çıkarmada yardım ettiler.”

Ağırlıkta Sünni Kürtlerin yaşadığı Qabusiya, 2 hafta öncesine kadar DAİŞ’in denetimindeydi. Şengal’i kurtarma operasyonu başladığında Şêx Xeyrî güçleri Qabusiya’daki operasyona katılmak istiyor, zira Êzîdîler bu köyde yaşayan Sünni Kürtlerin DAİŞ ile işbirliği yaptığını düşünüyor. Ancak sorumlu Pêşmerge komutanları Êzîdî güçlerin Qabusiya’dan uzak tutulması emrini veriyor. Êzîdîlerde büyük tepkiyle karşılanan ve kısa süreli bir geri çekilmeye sebep olan bu kararın ardından Êzîdî Pêşmerge Komutanı Kasim Dirbo Mesud Barzani ile görüşüp, Qabusiya’daki Sünni Kürtlerin DAİŞ’i desteklediğini ve geçen yılki soykırım esnasında Êzîdîlerin mal ve mülklerini talan ettiğini aktardı. Tepkiler üzerine Barzani, Êzîdî Pêşmergeleri Qabusiya’ya müdahil olmasına izin verirken, ayrıca DAİŞ ile işbirliğinden şüphe duyulan kişilerin Qabusiya’dan çıkmamasına karar veriliyor. Ancak karar bu iken Êzîdîler, Qabusiya’dan bazı kişilerin pêşmerge kıyafeti giydirilerek Duhok’a gönderildiğine şahit oluyor. Bu ise DAİŞ’le işbirliği kuşkularını artırıyor. 

Şengal, Êzîdî toplumunun ruhunda ve bedeninde çok derin yaralar açtı. Bu yaralar, Êzîdîlerin kolektif hafızasına işlendi. (Henüz tümüyle gerçekleştirilmeyen) Şengal’in DAİŞ’ten temizlenmesi, ganimet gibi kaçırılan köleleştirilen kadınların kurtarılması, halkın öz topraklarına dönmesi ve şehrin yeniden inşası ile bu yaralar kapanmayacaktır. Yaralar bir tek hakikat ile sarılabilir. Şengal Soykırımının resmi olarak ve uluslararası düzeyde tanınıp DAİŞ’in insanlık suçundan yargılanması, bu hakikatin sadece bir kısmını açığa çıkarabilir. Ancak yaşananlar tümüyle aydınlığa kavuşturulup gerçekle yüzleşilmediği müddetçe çelişkiler derinleşecektir.  

Yorum bırakın