Öncülerinden kalan hatıralar

27 Kasım 1978 tarihinde Fis Köyü’nde PKK’nin kuruluş kongresine katılan 23 öncü kadrolardan kalma hatıralar ortaya çıktı. Bohça içinden çıkan eşyalar arasında en dikkat çeken ise Mazlum Doğan ve Seyfettin Zuğurli’ye ait olan sırt çantası.

37 yıl önce Lice’nin Fis Köyünde Zuğurli Ailesi’ne ait iki odalı bir evde kuruluş kongresini yapan PKK’nin öncü kadrolarından kalan hatıralar ortaya çıktı. Hatıralar arasında en dikkat çeken, Lice depreminde dağıtılan çadırdan ve un torbasından yapılan bir sırt çantası. Çanta, PKK’nin öncü kadroları olan Mazlum Doğan ve Seyfettin Zuğurli’ye ait. Eşyaları yıllardır bir sandıkta saklayan Firuzen Zuğurli, “PKK’nin kurulduğu o kutsal ev bir gün müze yapıldığı zaman kendi ellerimle birer birer yerleştireceğim” dedi.

27 Kasım 1978 yılında Amed’in Lice ilçesine bağlı Fis Köyünde iki odalı bir evde gerçekleşen Partiya Karkerên Kurdistanê’nin (PKK) kuruluş kongresine katılan 23 öncü kadrondan kalma önemli hatıralar ortaya çıktı. Kongreye ev sahipliği yapan ve öncü kadrolar arasında da bulunan Zuğurli Ailesi’nden Seyfettin Zuğurli, Alaattin Zuğurli, Ferzende Zuğurli, Mazlum Doğan ve Delil Doğan’dan geriye bıraktıkları hatıraları kaldı. Şimdiye kadar ortaya çıkmamış hatıralar arasında kanlı puşiler, Seyfettin Zuğurli ve Ferzende Zuğurli’ye ait elbiseler, kazak kolundan yapılmış çorap, eski gerilla yeleği, Seyfettin Zuğurli ve Mazlum Doğan’a ait çadırdan yapılmış sırt çantası ortaya çıktı.

Yıllardır bir bohçada saklandı 

Yıllarca öncü kadrolardan kendisine kalan hatıraları saklayan ve öncü kadrolara evini açan büyük bir gizlilik içinde kongrenin gerçekleşmesini sağlayan İsmet Zuğurli, yaşamını yitirmeden önce tüm hatıraları kızı olan Firuzen Zuğurli’ye (47) bıraktı. Yıllardır hatıraları bir bohça içinde saklayan Zuğurli, yaşamını yitiren kardeşlerinden ve öncü kadrolardan geriye kalan hatıralarla özlem gideriyor.

Mazlum Doğan’a ait sırt çantası

Bohça içinden çıkan eşyalar arasında en dikkat çeken ise, bir torbadan yapılmış sırt çantası. Mazlum Doğan ve Seyfettin Zuğurli’ye ait olan sırt çantası büyük bir emekle elle dikilmiş bir çanta. İsmet Zuğurli tarafından 1975 yılında yaşanan Lice depremi ardından kendilerine dağıtılan çadırdan ve un torbasından gerillaların kullanması için sırt çantası yapıldı. Dikilen sırt çantası Mazlum Doğan ve Seyfettin Zuğurli tarafından kullanılırken, Mazlum Doğan’ın tutuklanmasından sonra çanta Seyfettin Zuğurli tarafından ailesine teslim edildi. Aradan geçen bunca yılla rağmen o günden bugüne saklanan çanta, bütün yaşanmışlığı üzerinde taşıyor.

Kazak kolundan dikilmiş çorap

Hatıraların kardeşlerinden kaldığını söyleyen Firuzen Zuğurli, eşyaların birçoğunu annesi İsmet Zuğurli’nin büyük fedakarlıkla sakladığını ifade etti. Annesinin yaşamını yitirmesinden sonra kendisine kalan hatıraları bugüne kadar sakladığını söyleyen Zuğurli, annesinin kardeşi Alaattin Zuğurli için diktiği çorabı göstererek, şunları anlattı: “Bu çorabı annem bir kazağın kolundan dikti. Alaattin gerillayken 1982’li yılında karlı bir günde saatlerce yürüyerek eve geldi. Eve gelirken bir yerde ayakkabısı yırtılıyor ve çorabıyla yürümeye başlıyor. Eve gelene kadar o çorap da yırtılıyor. O da ayağında tek kalan kazak kolundan yapılmış çorabı annesine vererek ‘Bu benden size hatıra kalsın’ diyor. Bizde şimdiye kadar saklıyoruz. Diğer eşyalar da elbiselerinden özel eşyalarına kadar onlardan bize kaldı. Küçük bir çantası vardı; içinde iğne iplik, pense ve tornavidası, bıçak, gerilla olduğu dönemden kalan puşisi var.” Eski bir yeleği gösteren Zuğurli, “Bu da faili meçhul cinayete kurban giden Lokman ve oğlu Zana’nın yeleği” dedi.

Daha sonra çadırdan yapılmış sırt çantasını gösteren Zuğurli, çantanın Mazlum Doğan ve Seyfettin Zuğurli tarafından birlikte kullanıldığını söyledi. Çantanın farklı bir hikayesi olduğunu da söyleyen Zuğurli şöyle devam etti: “Lice’de deprem yaşanması ardından devlet halka çadırlar verdi. Annem de kalkıp çadırı parçaladı ve un torbasını birbirine dikerek, Seyfettin ve Mazlum Doğan için çanta yaptı. Annem evde çantayı yaparken, Delil Doğan da bizim evdeydi.”

‘Bize düşen bu kutsal değerleri korumak’

Yine bir radyo kılıfını gösteren Zuğurli, kılıfın elle dikilmiş bir kılıf olduğunu belirterek, “Bu şehit düşen bir gerillanın radyosu için kullandığı kılıftı. Şehit düştükten sonra ağabeyim Alaattin onu da eve getirdi ve bunların hepsini hatıra olarak saklayın” diyerek, hatıraların onlardan kalan tek şey olduğunu söyledi. Aileden birçok kişinin PKK’ye katıldığını ve birçok kişinin yaşamını yitirdiğini belirten Zuğurli, şöyle konuştu: “Onlardan bize kalan bu eşyaların kıymetinin bilinmesi gerekiyor. PKK ve özgürlük mücadelesini yükseltenler bu zorluklarla bugünlere geldi. Bize kalanlar o dönemin zorluklarını anlatıyor. Bunları da çok zorlu imkanlar ile yaptılar. Bu kutsal değerlere sahip çıkmamız gerekiyor. Kürt halkının verdiği mücadele, onlardan bize kalan bu hatıraları korumamız gerekiyor. Özgürlük hareketi bugünlere kadar şehitlerin kanıyla sürdürdükleri onurlu mücadele ile bu noktaya ulaştı. Bugün bize düşen bu kutsal değerleri korumak ve mücadeleyi yükseltmektir.”

‘O ev müze yapılınca…’

Kongrenin gerçekleştirildiği evin kutsal olduğunu ve bir gün müzeye çevrilmesi gerektiğini belirten Zuğurli, “Eğer bir gün o ev müze olursa bana kalan tüm bu eşyaları hatıralarıyla beraber o müzeye elimle tek tek yerleştireceğim. Anılarını bu şekilde yaşatmayı istiyorum” dedi.

MELTEM OKTAY/ÖZGÜR PAKSOY/DİHA/AMED

Yorum bırakın